Minimalizmin yanında getirdikleri

Minimalizmin yanında getirdikleri



Daha önce bloguma göz atanlar olduysa bilir, her şey minimalizm belgeselini izlemem ile başladı. Sonrasında aslında herkesin aradığı nihai mutluluğun minimalizm olup olmayacağını sorgulamaya başladım ve araştırmalara koyuldum. Açtım interneti başladım kaynakları taramaya sonra bir yola çıktığımı, daha çok görsel destekleyiciye ihtiyaç duyduğumu farkedince araştırmalarım Pinterest ve Instagrama doğru kaydı.  Öyle çok görsel vardıki minimalizm yazdığımda, kimisi beni hiç yansıtmıyor, kimine ise aşık oluyordum. Peki bembeyaz sayfadaki tek bir siyah iz miydi sahiden minimalizm? Yoksa kendime göre şekillendirebilir miydim?

Minimalizmin bana değişik kapılar açacağından o zaman haberim yoktu. Sadece fazlalıklardan kurtulunca mutlu olacağımı düşünmüştüm ne yalan söyleyeyim. Sonra mutluluğu düşünmeye başladım. Amaç mutlu olmak değil miydi? O zaman son zamanlarda hep karşıma çıkan Danimarkalıların mutluluk sırrını okumadam geçmeyecektim. Hygge’ yi anlamaya çalışırken ki kendisi Danimarka usulü mutluluk demek, iliklerime kadar hygge hissetmek istiyordum. Yavaştan zihnimi ve ruhumu ele geçirmeye başladı hygge. Peki şimdi ben ne yapacaktım? Hygge tarzı bir mutluluk mu yoksa minimalizm tarzı bir mutluluk beni bekliyordu? İşin enteresan tarafı her ikisinden de vazgeçmek istemiyordum. Peki bir şey hem minimalist olup hem hygge olamaz mıydı? Mümkün olmasa bile olması gerekiyordu benim için. Çünkü ben kendi minimalist yolculuğuma hyggeyi katarak devam edecektim. Hem sıcak bir atmosfer sağlayacaktım, hem de gereksiz ve beni rahatsız eden şeylere/ kimselere/alışkanlıklara elveda diyecektim. Ve bunu büyük ölçüde başardım.

Tabi zihnim burda da durup tatmin olmadı. Bu sefer İsveçlilerin dengeli yaşam sırlarını araştırmaya başladım. Sonrasında atıksız ve zehirsiz bir yaşamın inceliklerini öğrenmeye kendimi adadım. Nasıl daha tutumlu bir hayat sürdürebilirim düşünmeye ve uygulamaya başladım. Tutumlu derken, müsrif olmayan demek istiyorum burda. Kesinlikle parasızlıktan kırılacağım bir hayattan bahsetmiyorum. Para harcamadan yaşayabilen insanlarda varmış bu arada, dayanamayıp onların da hikayelerini okuyorum arada.

Ve evet minimalizm yolculuğuna çıktığımda zihnimi bir boş çanta olarak tasvir edecek olursam bu çanta bomboştu. Sonra içine hygge, dengeli yaşam, atıksız hayat, tutumluk gibi bir çok alanla doldu. Bu aralar daha çok deneyim edinip daha az harcıyorum. Parayla deneyimlere yatırım yapmaya çalışıyorum. Bir şey almadan gerçekten ihtiyacım olup olmadığını sorguladığım bir akış şemasından geçiriyorum. Kendi ekolojik deterjanlarımı yapıyorum. Kenara köşeye üç beş kuruş da olsa para koyup hayallerim için birikim yapmaya çalışıyorum. Daha çok okuyorum. Daha az temizliğe vakit ayırıyorum. Daha sakin ve dingin bir zihinle uyanıyorum. 

Kendi belirlediğim bana uyan minimalizme dair söylemek istediğim ve hala yapmayı hayal ettiğim o kadar çok şey varki. İlerleyen zamanlarda bunları sizlerle paylaşmaya can atıyorum. 


Bu yazıyı yazdım çünkü minimalizmin sizin de hayatınızı olumlu yönde etkileyeceğine inanıyorum. 2018 de uygulamaya çalıştığım minimalizmi 2019 da daha tatlı bir forma sokacağıma ve tüm hayatıma uygulayacağıma inanıyorum. Bunun için önce evde beni rahatsız eden, fazlalık olan, varlıklarını dahi unuttuğum kullanmadığım eşyaları elden çıkaracağım bir meydan okuma yapacağım kendime. Instagram profilimde yolculuğuma devam edeceğim. Çünkü bu ağda çok şey öğrendim, bir çok instagram kullanıcısından çok tatlı geri dönüşler aldım. Resmen güzel şeyleri paylaştıkça mutluluğum katlanıyor. Desteklerinizi ve iyi dileklerinizi eksik etmeyin emi? Seviyorum hepinizi 😘

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Adım Adım Kapsül Gardrop Oluşturma

Mutfakta Neler Oluyor? -Çeyiz Serisi 1

Tüm Liste - Çeyiz Serisi 5